Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği Yönetim Kurulu “Akademiyi zapturapt altına almak amacıyla

çıkarılmak istenen YÖK Yasa Tasarısına hayır demek için, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı barışı ve özgür düşünceyi savunmak için 20 Temmuz’da Ankara’dayız!” başlığı ile bir açıklama yaptı.

Değerli Akdeniz Üniversiteliler,

Barış talebini dile getiren bildiriyi imzalayan 2218 araştırmacı ve akademisyen aylardır çeşitli suçlama, taciz, disiplin ve ceza soruşturmalarıyla karşı karşıyadır.

Vakıf üniversiteleri başta olmak üzere şu ana kadar 40 imzacı işten çıkarılmış, 1124 imzacıya ceza soruşturması açılmış, 4 imzacı tutuklanmış, bir imzacı sınırdışı edilmek istenmiştir.

Yüzlerce imzacıya kendi üniversitelerinde idari soruşturmalar açılmış; idari görevler, jüri üyelikleri, burslar, yurtdışı ve ÖYP görevlendirmeleri iptal edilmiştir.

Geldiğimiz noktada barış isteyen akademisyenlere yönelik baskı yeni bir boyut kazanmıştır. Aralarında Akdeniz Üniversitesi’nin de bulunduğu 21 üniversiteden (18 devlet ve 3 vakıf üniversitesi) 44 akademisyenin dosyası YÖK’e gönderilmiştir. 20

Temmuz’da ise YÖK Yüksek Disiplin Kurulu 25 akademisyenin dosyasını görüşecektir.

İfade özgürlüğünü kullanan akademisyenler için “işten çıkarma ve bir daha herhangi bir akademik kurumda veya kamu kurumunda iş verilmemesi” anlamına gelen bir ceza talep edilmektedir. YÖK’ün 20 Temmuz’da vereceği karar, durumları daha sonra görüşülecek yüzlerce akademisyen için de bir örnek oluşturacaktır. Ayrıca bildiriyi imzalayanlara yönelik baskılara karşı ifade özgürlüğünü savunan 611 öğretim üyesi ve 1402’likler olarak dayanışma gösteren akademisyen ve araştırmacılar da hedefte bulunmaktadır.

Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen siyasi iradenin yönlendirmesiyle yürütülen bu soruşturmaların hiçbir hukuksal dayanağı yoktur. Üstelik TBMM’ye sunulan yeni YÖK Yasa Tasarısı ile YÖK, tüm öğretim elemanlarını tek başına ve re’sen sorgulayacak bir kurum haline getirilmek istenmektedir. Bu yasa yürürlüğe girerse akademisyenler araştırma yapamaz, çözüm öneremez, söz söyleyemez hale getirilecek, akademi ve akademisyenlik mesleği baskı altına alınarak tasfiye edilecektir. Oysa yaşadığı toplumun, insanlığın, doğanın sorunlarına duyarlı olmak ve çözüm üretmeye katkıda bulunmak akademisyenlerin asli sorumlulukları arasındadır.

Bu aşamada tüm meslektaşlarımızı;

Mesleki bilgi, değerler ve sorumluluklar doğrultusunda yaşam hakkını savunduğu, Türkiye’de ve dünyada savaş politikalarına karşı çıktığı için soruşturma ve baskılara maruz kalan akademisyenlerle dayanışma içinde olmaya,

Barış İçin Akademisyenlerin “Akademiyi zapturapt altına almak amacıyla çıkarılmak istenen YÖK Yasa Tasarısına hayır demek için, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı barışı ve özgür düşünceyi savunmak için 20 Temmuz’da Ankara’dayız!” çağrılarına sessiz kalmamaya davet ediyoruz.

Leave a comment

Sign in to post your comment or sign-up if you don't have any account.